Bm, Arakanlı Müslümanları Katledenlerin Adalete Hesap Vermesi Gerektiğini Açıkladı
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (OHCHR), Arakanlı Müslümanların Myanmar Ordusu ve Budistler tarafından katledilmesinin bir planlı soykırım olduğunun altını çizerek, Myanmar Genelkurmay Başkanı dahil sorumluların mahkeme karşısına çıkması gerektiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (OHCHR), Arakanlı Müslümanların Myanmar Ordusu ve Budistler tarafından katledilmesinin bir planlı soykırım olduğunun altını çizerek, Myanmar Genelkurmay Başkanı dahil sorumluların mahkeme karşısına çıkması gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (OHCHR), Myanmar Hükümetinin Müslümanlara karşı nefret söylemine izin verdiğini, azınlıklarla ilgili raporları yok ettiğini ve azınlıkları korumayarak insanlık ve savaş suçu işlediğini duyurdu. OHCHR, Myanmar Hükümetinin ve ordusunun uluslararası hukuktaki “en ağır suçları” işlediğini açıkladı.
Myanmar Genelkurmay Başkanı yargılanmalı
Konsey, toplu katliamların ve toplu tecavüzlerin ordu tarafından yapıldığını açıkladı. Konsey, Myanmar Ordusunun yıllardır suçları reddettiğini, gizlediğini ve bazı memurları “göstermelik” görevden aldığını açıklayarak, Mynamar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing ile birlikte 5 Myanmar Ordusu generalinin adalet karşısına çıkarılması gerektiği söylendi.
“Suçlular gerekirse Laheyde yargılanmalı”
OHCHR, faillerin acilen Myanmar mahkemelerinde tercihen de Laheydeki Uluslararası Ceza Mahkemesinde hesap vermeleri gerektiği vurgulandı. Konsey ayrıca uluslararası bir mahkemenin kurulabileceğini açıkladı.
“Budist cemaatler nefret söylemini körüklüyor”
Konsey ayrıca Budist liderlerinin Müslümanlara karşı nefret söylemini desteklediklerini ancak Budist din adamlarının planlı olarak nefret suçu işledikleri konusunda delilleri olmadığını, bu delillerin toplanması için sosyal medya sitelerinin kendileriyle bilgileri paylaşmaları gerektiğinin altını çizdi.
“Doğumdan ölene kadar kamusal şiddet”
OHCHR raporda azınlıklara karşı işlenen suçların topluma iyice yerleştiğini ve nefret söyleminin özendirildiğini açıklayarak, devlet destekli nefretin, “doğumdan ölene kadar kamusal şiddete” sebep olduğunu açıkladı.
İfade özgürlüğü engelleniyor
Konsey adına konuşan Marzuki Darusman, katliamları dünyaya duyuran gazetecilerden 2sinin hapse atıldığını ve gazetecilerle kesinlikle iletişime geçilemediğinin altını çizerek, Hükümetin soykırımı gizlemek için basın özgürlüğüne müdahale ettiğini hatırlattı.
Geçen yıl Myanmarı 700 bin insan terk etti
Konsey 1947den beri Arakanlı Müslümanlara karşı suç işlendiğini hatırlatarak geçtiğimiz yıl 25 Ağustosta Myanmar Hükümeti ve ordusunun azınlıklara karşı saldırısında 700 binden fazla Arakanlı Müslümanın Bangladeşe sığındığını belirtti.
Azınlıkların köyleri yakıldı
OHCHR, raporunda azınlıkların köylerinin planlı ve eş zamanlı olarak yakıldığını da hatırlattı. Raporda Myanmardaki katliamın Bosna ve Sudanda işlenen soykırım suçlarıyla aynı temelde olduğu belirtildi.
“Facebook daha hassas davranmalı”
Nefret söyleminin özellikle sosyal medya sitesi Facebooktan yayıldığını birçok kez raporlayan OHCHR, Facebookun nefret söylemi içeren yazıların bazılarını engellediğini ancak gerekli özverinin verilmediğini raporladı. Raporda, “Facebook, özellikle nefret söyleminin arttığı son zamanlarda, nefret söylemini engellemekte yavaş davranmaya başladı. Facebookta yayınlanan yazılar gerçek hayatta ayrımcılığa ve şiddete olan etkisi araştırılmadı” denildi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (OHCHR), Myanmar Hükümetinin Müslümanlara karşı nefret söylemine izin verdiğini, azınlıklarla ilgili raporları yok ettiğini ve azınlıkları korumayarak insanlık ve savaş suçu işlediğini duyurdu. OHCHR, Myanmar Hükümetinin ve ordusunun uluslararası hukuktaki “en ağır suçları” işlediğini açıkladı.
Myanmar Genelkurmay Başkanı yargılanmalı
Konsey, toplu katliamların ve toplu tecavüzlerin ordu tarafından yapıldığını açıkladı. Konsey, Myanmar Ordusunun yıllardır suçları reddettiğini, gizlediğini ve bazı memurları “göstermelik” görevden aldığını açıklayarak, Mynamar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing ile birlikte 5 Myanmar Ordusu generalinin adalet karşısına çıkarılması gerektiği söylendi.
“Suçlular gerekirse Laheyde yargılanmalı”
OHCHR, faillerin acilen Myanmar mahkemelerinde tercihen de Laheydeki Uluslararası Ceza Mahkemesinde hesap vermeleri gerektiği vurgulandı. Konsey ayrıca uluslararası bir mahkemenin kurulabileceğini açıkladı.
“Budist cemaatler nefret söylemini körüklüyor”
Konsey ayrıca Budist liderlerinin Müslümanlara karşı nefret söylemini desteklediklerini ancak Budist din adamlarının planlı olarak nefret suçu işledikleri konusunda delilleri olmadığını, bu delillerin toplanması için sosyal medya sitelerinin kendileriyle bilgileri paylaşmaları gerektiğinin altını çizdi.
“Doğumdan ölene kadar kamusal şiddet”
OHCHR raporda azınlıklara karşı işlenen suçların topluma iyice yerleştiğini ve nefret söyleminin özendirildiğini açıklayarak, devlet destekli nefretin, “doğumdan ölene kadar kamusal şiddete” sebep olduğunu açıkladı.
İfade özgürlüğü engelleniyor
Konsey adına konuşan Marzuki Darusman, katliamları dünyaya duyuran gazetecilerden 2sinin hapse atıldığını ve gazetecilerle kesinlikle iletişime geçilemediğinin altını çizerek, Hükümetin soykırımı gizlemek için basın özgürlüğüne müdahale ettiğini hatırlattı.
Geçen yıl Myanmarı 700 bin insan terk etti
Konsey 1947den beri Arakanlı Müslümanlara karşı suç işlendiğini hatırlatarak geçtiğimiz yıl 25 Ağustosta Myanmar Hükümeti ve ordusunun azınlıklara karşı saldırısında 700 binden fazla Arakanlı Müslümanın Bangladeşe sığındığını belirtti.
Azınlıkların köyleri yakıldı
OHCHR, raporunda azınlıkların köylerinin planlı ve eş zamanlı olarak yakıldığını da hatırlattı. Raporda Myanmardaki katliamın Bosna ve Sudanda işlenen soykırım suçlarıyla aynı temelde olduğu belirtildi.
“Facebook daha hassas davranmalı”
Nefret söyleminin özellikle sosyal medya sitesi Facebooktan yayıldığını birçok kez raporlayan OHCHR, Facebookun nefret söylemi içeren yazıların bazılarını engellediğini ancak gerekli özverinin verilmediğini raporladı. Raporda, “Facebook, özellikle nefret söyleminin arttığı son zamanlarda, nefret söylemini engellemekte yavaş davranmaya başladı. Facebookta yayınlanan yazılar gerçek hayatta ayrımcılığa ve şiddete olan etkisi araştırılmadı” denildi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!