“Sosyal Medya Trolleri Kitleleri Manipüle Edebiliyor”

Sosyal Medya Uzmanı Ümit Sanlav, sosyal medya trollerinin kullanıcıları kandırarak, eğlence, siyasi, kara propaganda, dezenformasyon, konularında kullandıklarını söyledi. Sanlav, “Sosyal medya trolleri kitleleri manipüle ediyor” diye konuştu.

“Sosyal Medya Trolleri Kitleleri Manipüle Edebiliyor”
  • 10 September 2018, Monday 10:52
Sosyal Medya Uzmanı Ümit Sanlav, sosyal medya trollerinin kullanıcıları kandırarak, eğlence, siyasi, kara propaganda, dezenformasyon, konularında kullandıklarını söyledi. Sanlav, “Sosyal medya trolleri kitleleri manipüle ediyor” diye konuştu.

Sosyal medyada en sık rastlanan sorunlardan birinin de ‘Troll sorunu olduğunu ifade eden Sosyal Medya Savaşları Kitabı Yazarı ve Medya ve PR Danışmanı Ümit Sanlav, genel anlamda yanlış bilgiyi hızlı bir şekilde yayıp gündem oluşturmak olarak bilinen ‘Sosyal Medya Trollerini değerlendirdi.

Türkiye ve dünyada hayatın her alanında varlığı net bir şekilde hissedilen sosyal ağların, doğru kullanıldığında olumlu, yanlış kullanıldığında da olumsuz yanları ile hayatı etkilediğini belirten Sanlav, “Sosyal ağların yanlış kullanıldığında insanları asosyalleştirdiğini belirten uzmanlar, buradaki dijital kimliklerin utanma duygusunu yok ettiğini belirtiyorlar. Yalan ve abartılı paylaşımlar, tatminsizlik, kıskançlık, dikkat bozukluğu, bağımlılık, depresyon, narsist kişilik bozukluğu, şizofreni gibi psikolojik bozukluklar; sosyal ağların neden olduğu en belirgin sorunlar arasında gösteriliyor” dedi.

Troll nedir?
Trollün gerçek anlamının bir çeşit balık avlama yöntemi olduğunun altını çizen Sanlav, “Bu yöntemde, hareket eden gemiden yem sarkıtılır ve balık sürüleri bu yemin peşinde hareket ederler. Toplanan sürü, yem sayesinde ağa çekilir ve avlanır. Günümüzde sosyal medyada, yem olarak hashtagler kullanılıyor, gerçekte olmayan veya anlamsız gibi görünen bir konuyla sosyal medya kullanıcıları “yemleniyor”. Örneğin “Yozgat Yunanistana Verilsin” veya “Sarıyer İlçe Olsun” gibi mesajlar, yüksek takipçisi olan organik hesapların yanı sıra, bot hesaplar (gerçek olmayan robot hesaplar) işbirliğiyle gündeme getiriliyor, daha sonra bu mesajları ciddiye alan insanların yaptığı yorumlarla eğlence oluşturuluyor. Bu yöntem sadece eğlence amaçlı değil, bazen siyasi, bazen kara propaganda, bazen dezenformasyon, bazen de devletimiz aleyhine art niyetli olarak kullanıldığına da şahit oluyoruz. Burada vatandaşa düşen görev, ne olduğunu bilmediği hasthage yazmamak, araştırıp ne olduğunu anladıktan sonra yazmaktır. Bize çok masum görünen bir hasthagin aslına kime ve neye hizmet ettiğini bilemeyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Dezenformasyon onların işi”
Sanlav, “Yanlış bilgiyi hızlı bir şekilde yayan trolllerin, kimi zaman Aselsanın (Askeri Elektronik Sanayii) yüzde 51inin İsraile satıldığı yönünde ulusal medyanın bile ciddiye aldığını haberler yaydı, kimi zaman, çok sevilen simaların defalarca ölüm duyurusunu yaptı. Örneğin vefatından çok önce Twitterda, öldüğü yönünde en çok haber çıkan kişi Münir Özkul. Hatta Münir Özkulun kızı Güner Özkul, babasının cenaze töreninde yaşlı gözlerle “Defalarca asılsız haberlerle bugüne hazırlanmış olduk” açıklaması ile trollerin acımasızlığına gönderme yaptı” diye konuştu.

“Bu psikolojik bir bozukluk”
Manitoba Üniversitesinde Erin Buckels başkanlığında, akademisyenlerin yürüttüğü bir araştırmada trollerin tedavi edilmesi gereken ciddi psikolojik bozukluklara sahip olduğunun iddia edildiğini söyleyen Sanlav, “Araştırmada sosyal medya trollcüleri “Sosyal bir ağ üzerinde amaçsızca aldatıcı, yıkıcı veya karışıklığa yol açacak davranış sergileme” olarak tanımlanırken, bu davranışlarda bulunan kişilerin psikolojide “Dark Tetrad” (sadizm, narsisizm, psikopati ve Makyavelizmin birleşmesinden oluşan bir tür psikolojik bozukluk) adı verilen bir kişilik bozukluğuna sahip olduğu belirtiliyor. Diğer bir deyişle üzerinde pek kafa yormadığımız bu internet trolleri, aslında tedavi olması gereken, gerçek hayatta da zararlı kişilikler.

Araştırmada ayrıca trollerin internet başında geçirdiği zaman arttıkça, başkalarını küçük düşürme, kötüleme; kendini herkesten üstün görme ve kimseyle empati yapmadan ağzına geleni söyleme gibi kişilik bozuklukların da doğru orantılı olarak arttığını söylüyor” şeklinde konuştu.

“Etrafımız aslında trollerle çevrili”
Sanlav, “Araştırmanın trollerde bulduğu kişilik bozukluklarını tek tek ele aldığımızda ise aslında bizim de sosyal medyada karşımıza çıkan bazı kullanıcıların aslında birer gizli troll olduğu anlaşılıyor. Örneğin; narsisizme sahip troller kendilerini öven paylaşımlar yaparak, herkesi yok sayma eğilimdeyken, vicdan azabı ve empatiden yoksun paylaşımlarla diğerlerini üzmekten, kırmaktan çekinmiyor. İnsanlara kin ve düşmanlık salmaya çalışan, diğerlerini manipüle etmeye ve kandırmaya çalışan bu kimlikleri düşündüğümüzde, aslında tollerin çok da uzağımızda olmadığını net bir şekilde görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

HABERE AİT RESİMLER


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

yukarı çık